Viyana Osmanlı İmparatorluğu döneminde 2 kere kuşatılmıştır...Kuşatma döneminin izlerinden bir parça olarak kahve kültürü görebiliriz.
Viyana sanatın, müziğin, lezzetin, güzel sanatların birleştiği Avrupanın en önemli şehirlerinden biridir.
Şehrin en popüler bölgesi olan Stephan Meydanı’ndan (Stephansplatz) başlamak doğru olacaktır.
Meydanın ortasında yer alan tarihi Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom) 1137’de yapılmış, içini gezmek serbest. Katedral oldukça etkileyici; çanı, Osmanlılar şehri kuşatmaya geldiğinde burada bıraktığı toplar dökülerek yapılmış. Etrafta fotoğraf çektirmek isteyen turistleri bekleyen pek çok eski zaman kıyafetli veya Mozart kostümlü insanlar, ressamlar, çeşitli sokak sanatçıları ve pandomimciler göreceksiniz. Katedral çevresinde süslü faytonlar ile yarım saat sürecek küçük bir şehir turu atmanız da mümkün.
Diğer tarihi mekan ve müzeleri
Leopold Müzesi şehrin en önemli müzelerinden. Burada dünyaca meşhur minyatür ressamı Gustav Klimt’in kitaplarda bol bol gördüğünüz eserlerinin orijinallerini ve Egon Schiele’nin çalışmalarını görme şansına erişiyorsunuz.
Ortaçağ Avrupası Kraliyet döneminin en önemli isimlerinden olan Kraliçe Sisi’nin Hofburg Sarayı’nı ve bahçesini de mutlaka görmenizi tavsiye ederim. İçeride Sisi’ye ait bir müze de yer alıyor. Muhteşem güzellikte kocaman bir bahçe içindeki görkemli saray dönemin ihtişamını ve zenginliğini gösteriyor.
Saraydan çıkınca İspanyol Binicilik Okulu’nun yer aldığı Joseph Meydanı’nda gezebilir, ayrıca Ulusal Kütüphane’yi de ziyaret edebilirsiniz.
Yine mutlaka görmeniz gereken yerler: Belvedere Sarayı, eskiden yazlık olarak kullanılan Schönnbrunn Sarayı ve Schloss Park. Belvedere Sarayı içinde Gustav Klimt eserlerinin sergilendiği bir bölüm de mevcut.
Ünlü mimar Friedensreich Hundertwasser’in yarattığı Hundertwasser semtine mutlaka uğramalısınız. Burada binalar adeta bir sanat eseri gibi boyanmış ve çevre cıvıl cıvıl etkileyici, sanatsal bir bölge haline gelmiş. Binaların alt katlarında yer alan kafelerde, eğer mevsimi ise buraya özgü elmalı gazoz gibi bir içecek olan Apple Cider’i tadabilirsiniz.
Klasik müzik tutkunları buraya kadar gelmişken mutlaka ünlü Viyana Devlet Operası’nda (State Opera House) bir gösteri izlemeye çalışmalılar. Bilet için seyahate başlamadan günler önce internetten bilet almak en doğru seçim olacaktır, çünkü o kadar yoğun bir talep var ki son günü gösterimlere bilet bulmak neredeyse imkansız bir durum halini almış.
Avrupa’nın en eski ve büyük dönme dolabı da burada yer alıyor. “Prater” adı verilen, tarihi kırmızı renkli ahşap odacıklardan oluşan dönme dolabı görmek için Prater Park’a gitmelisiniz. Dönme dolap halen çalışıyor, bu tarihi odacıklara binip şehri kuşbakışı izleyebilirsiniz.
Biz parka çok yakın olan Ibis Hotel’de kalmıştık; otel merkezi bir konumda, zaten metro ağı sayesinde her yere ulaşım çok kolay oluyor.
Görmeniz gereken diğer önemli yapılar arasında; Rathaus, Parlamento Binası ve Sanat Tarihi Müzesi sayılabilir.
#tatilfikri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder