TATİL FİKİRLERİ - JAPONYA'DAN ARABA SATIN ALMAK - KİRALIK ARAÇLAR - OTELLER - GEZİLECEK YERLER - ŞEHİR BİLGİLERİ - FESTİVALLER - EKONOMİK OTELLER - TATİL KÖYLERİ - RENT'A CAR

Bu Blogda Ara

Booking.com

ガーデニング - Tuinieren - Bahçe hobilerim

ガーデニング - Tuinieren - Bahçe hobilerim
私の趣味の庭 ガーデニングが大好きで、野菜を育てることにすでに満足しています。 。 Bahçemi seviyorum sebze ve çiçek yetiştirmekten çok mutlu oluyorum Tohumlar toprak ile buluşur, özenle toprağını besler, havalandırır ve sularım, toprağın canlanışında benimde bir katkım olsun istemezmisiniz? Elinizi toprağa sürün, sürünki hayat döngüsündeki mucizelere şahit olun.. Huzur ve mutluluk ✅ 。 Ik hou van tuinieren en ik ben blij om groenten te kweken 。 #ガーデニング #庭 #野菜 #ホーム #ロッテルダム #オランダ #rotterdam #myhome #tuinieren #tuin #groenten #hobi #hobibahçesi #sera #netherlands

庭でお茶を楽しむ いております。Bahçede çay keyfi - Ik geniet van thee in de tuin 。

庭でお茶を楽しむ いております。Bahçede çay keyfi - Ik geniet van thee in de tuin 。
庭でお茶を楽しむ いております。☺️ 。 Ik geniet van thee in de tuin 。Bahçemde çay keyfi #tatilfikri #オランダ #turkishtea

Cevat Şakir "Balıkçı "


Cevat Şakir Kabaağaçlı, ben ona Bodrum'lu lar gibi  (Balıkçı) diyeceğim, sürgünü Bodrum olunca  hayatındaki en önemli aşkı  Ege  aşkını bulur. O aslında bir Anadolu aşığıdır ırkçılığın değil Anadolunun var olduğu  dönemlerden beri olan medeniyetlerin medeniyetlerin içindeki filozofları bilim ve ilim kahramanlarını sanatçılarına mitolejinin tanrı ve tanriçalarına aşıktır..Cevat Şakir Kabaağaçlı veya tanınan adıyla Halikarnas Balıkçısı (17 Nisan 1890, Girit – 13 Ekim 1973, İzmir), Bodrum'a olan aşkı ile tanınan ünlü roman ve hikâye yazarı.
17 Nisan 1886 tarihinde, Osmanlı'nın son köklü ailelerinden Şakir Paşa Ailesine mensup babası yüksek komiser olarak görev yaptığı Girit'te doğdu. Babası Girit ve Atina'da sefirlik ve valilik yapan Mehmet Şakir Paşa, annesi Giritli Sare İsmet Hanım; amcası II. Abdülhamit devri sadrazamı Cevat Şakir Paşa, dedesi Şurayı Askeri Dairesi Reisi Miralay Mustafa Asım Bey'dir. Kendisine, iki evliliğinden de çocuğu olmayan ve onu kendi çocuğu gibi seven amcasının ismi verildi.
Cevat Şakir, altı çocuklu ailenin en büyük evladıydı. Ailesinin tüm fertleri sanatta yetenekliydi. Sırasıyla dünyaya gelen Hakkiye, Ayşe, Suat, Fahrelnisa ve Aliye adlı kardeşlerinden Fahrelnisa resim alanında, Aliye gravür alanında üne kavuştu; Hakkiye’nin kızı Füreya Koral, ilk Türk kadın seramikçi oldu; Fahrelnisa’nın çocukları Nejad Devrim ressam; Şirin Devrim ise tiyatrocu oldu.
Cevat Şakir, çocukluk hayatının ilk yıllarını babası Şakir Paşa’nın elçi olarak bulunduğu Atina’da geçirdi. İlköğrenimini Büyükada'da, orta ve liseyi 1907'de Robert Kolej'de tamamladı. İlk yazısı aynı yıl İkdam Gazetesi’nde yayımlandı. Bu, İngilizce’den tercüme bir yazıydı. Lise öğreniminden sonra İngiltere’de denizcilik öğrenimi yapmak istediyse de ailesinin ısrarı ile Oxford Üniversitesi’nde tarih öğrenimi gördü. 1913’te İtalyan bir hanımla evlenerek İtalya’da kaldı, resim öğrenimi gördü.
İstanbul'a döndüğünde gazete ve dergilerde yazılar yayınlamaya başladı. Aile, 1914 yılında maddi sıkıntı içine girmiş ve babası Mehmet Şakir Paşa Afyon’daki Kabaağaçlı çiftliğine yerleşmişti. Babasının çiftlikte bir tartışma anında Cevat Şakir’in silahından çıkan kurşunla vurulması üzerine Cevat Şakir cinayet iddiasıyla yargılandı ve 15 yıl kürek cezasına çarptırıldı. Cezasının yedi yılını çektikten sonra baş gösteren verem hastalığından ötürü tahliye edildi.1925 yılına kadar geçimini haftalık dergilerde tercümeler, yazılar yayınlayarak, resim ve yeni tarz tezhipler yaparak, karikatür yaparak, karikatür çizerek ve renkli dergi kapakları hazırlayarak temin etti. Türk basınında kapakçılığın gelişmesinde katkısı vardır.
Halikarnas Balıkçısı'nın Bodrum'daki büstü
Dört asker kaçağının kadersizliğiyle ilgili olarak Hüseyin Kenan takma adıyla kaleme aldığı 13 Nisan 1925 tarihli "Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler" başlıklı öyküsünden ötürü İstanbul İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı. ‘Memlekette isyan bulunduğu sırada, askeri isyana teşvik edici yazı yazmak’ tan suçlu bulundu. Mahkeme başkanı Ali Çetinkaya tarafından idama mahkûm edilmek istendiyse de, Kılıç Ali Bey'in önerisiyle kalebentlikle Bodrum'a sürüldü. 3 yıllık sürgünlüğünün yarısını Bodrum'da tamamladı.
Cezasının son yarısını İstanbul'da tamamladıktan sonra, çok sevdiği insanları ve doğal güzellikleriyle kaynaştığı Bodrum'dan uzak kalamadı ve Bodrum'a yeniden dönüp yaklaşık 25 yıl kaldı.
Bodrum'un antik çağdaki adı olan Halikarnas'ı mahlas olarak benimseyen Cevat Şakir, Bodrum'da balıkçılık dahil çeşitli işlerde çalıştı. Edebiyat sahasına giren eserlerinin büyük kısmını da Bodrum’da yazdı. İkinci evliliğini dayısının kızı Hamdiye, üçüncü evliliğini Hatice Hanım’la yapan Cevat Şakir'in üç evliliğinden beş çocuğu oldu. Çocuklarının ortaöğrenim çağına gelince, o yıllarda bu kasabada ortaokul bulunmaması sebebiyle ailesini İzmir’e nakletti. Yaşamını yazarlık ve turist rehberliği ile sürdürdü, rehberlik kurslarında da ders verdi. 13 Ekim 1973'te İzmir'de kemik kanserinden vefat etti. Vasiyeti üzerine Bodrum'a gömüldü. Kabiri Bodrum-Gümbetteki Türbe Tepesinde manevi oğlu Şadan Gökovalı ile seçtiği yerde küçük bir müzesi ile birlikte Halikarnas Balıkçısı Müzesi adı altında bulunmaktadır.
Edebi hayatı
1926'dan sonra deniz hikâyeleriyle tanındı. Konularını Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olaylardan çıkardı. İçinde yaşadığı, en küçük ayrıntılarına kadar bildiği hür ve asi denizi, kaderleri denizin elinde olan balıkçıları, dalgıçları, sünger avcılarını ve gemileri zengin bir terim ve mitologya hazinesinden güçlenerek, denize karşı sonsuz bir hayranlıktan gelen şiirli, yer yer aksayan, ama sürükleyip götüren bir anlatımla hikâye ve romana geçirdi.
Yazı ve düşünceleriyle Azra Erhat gibi döneminin önemli aydınlarını etkilemiş bir kişi olarak, çeşitli dillerden yüz kadar da kitap çevirmiş olan ve kendi eserlerinin sonraki baskıları yapılagelen Halikarnas Balıkçısı'na Kültür Bakanlığınca 1971 Devlet Kültür Armağanı verilmiştir.
Cevat Şakir Bodrum'da yaşadığı dönemde arkadaşları ile ilk Mavi Yolculuk fikirini ve uygulamasını gerçekleştirmişlerdir. Bu mavi yolculuklarda yanlarına aldıkları şeyler: Peynir, su, istanköy peksimeti, tütün ve rakı idi. Mavi yolculukta gazete okumaz radyo dinlemezlerdi. Amaç dünyadan kaçmak ve medeniyetten uzak olarak kafayı dinlemektir. Haftalarca denizde kalınır sadece acil ihtiyaçları temin etmek için karaya çıkılırdı. Oysaki bugün yapılan mavi yolculuklarda her türlü lüks mevcuttur. Bu yolculuklar yazarın edebî eserlerini de büyük oranda etkilemiştir.
Eserleri
Öykü
Ege Kıyılarından (1939)
Merhaba Akdeniz (1947)
Ege'nin Dibi (1952)
Yaşasın Deniz (1954)
Gülen Ada (1957)
Ege'den (1972)
Gençlik Denizlerinde (1973)
Parmak Damgası (1986)
Dalgıçlar (1991)
Çiçeklerin Düğünü (1991)
Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek
Mavi Zamanlar
Gülen Ada
Roman
Aganta Burina Burinata (1945)
Ötelerin Çocukları (1956)
Uluç Reis (1962)
Turgut Reis (1966)
Deniz Gurbetçileri (1969)
Bulamaç
Bodrum ve Muğla'lılar çok şanslı onu tanımakla onun diktiği ağaçların altında serinlemek... Sandaletlerin den şu an dünyanın  bir çok yerinden koylarını görmeye geliyorsa misafirler ve koylarından gelir elde ediyorlarsa bunu Balık'çıya borçludurlar.. Ülkemizin Turizm cevherlerinden hocaların hocası Şadan Gökova'nın anlatımı ile Balık'çının hayatının kesitlerini "Ben Halikarnas Balıkçısı Doğdum Sevdim Öldüm " kitabında bulabilirsiniz... BB 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder