Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, her devirde inanlığın ilgisini çekmiş, üzerinde onlarca devlet kurulmuş bir yerdir. Karadeniz kıyılarında yaşayan toplulukların başında Etiler, Miletliler, Kimriler, İskitler, Persler, Kalipler, Tiborenler, Mosinoikler, Makronlar, Frigler, Amazonlar, Pontuslar ve nihayetinde Türkler gelmektedir. Perşembe Kasabası’nın kuruluşu; 19.yy ilk yarısında 1824 tarihinde, Kozağzı Deresi’nin güneyinde bulunan, bu günkü meydan Cami ve onun ön tarafında küçük teknelerin yanaşabileceği bir iskelenin yapılışı ile başlamıştır. Zamanla değişip gelişerek, bu günkü kasabamız meydana gelmiştir.
Kasabamızın çevresindeki yerleşim, en az 2500 yıl kadar önce başlamıştır. Karadeniz’in üç tabi limanından biri olan Vona Limanı, deniz ticareti yapan denizcilerin fırtınalı havada barındıkları, ihtiyaçlarını giderdikleri bir yerleşim birimi olarak kurulmuştur. İyonlu, Miletli denizcilerin başlattığı deniz ticaretini, zamanla Cenevizli denizciler devam ettirmişlerdir. Cenevizliler Vona Limanı’nın kuzey tarafına bir kale yaptırmışlardır. Bu kale, bu günkü Kaleyaka Mahallesi’nin Kalecik mevkiinde bulunmaktaydı. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde anlattığı küçük Kale burasıdır.
Ordu ve yöresi, daha sonra Selçuklular tarafından sınır boylarına yerleştirilmiş, Oğuzların bir kolu olan Çepniler tarafından Türkleştirilmiştir. İç kesimlerdeki vadilerde yerleşim, sahillerden daha önce başlamıştır. Bu nedenle, sahil, Kasaba ve Köylerimiz genç yerleşim birimleridir. Bunlardan biri olan Perşembe Kasabası, 200 yıllık bir geçmişe sahiptir. Kasabamız; Pirzade Hacı Mustafa Kaptan’ın yaptırdığı bir Cami ve İskele ile yerleşime açılmış olup zamanla Cami’nin etrafına denizci depoları, dükkanlar ve Kayık yapılan atölyeler kurulmuştur. Piroğlu Hacı Mustafa Kaptanı izleyerek, 19. yy ilk yarısı ve ikinci yarısında, Hacı Kaptan’lar, Ilgıtoğlu İbrahim Reis’ler, Hacı Çakır Kaptan’lar, Ali Reis Oğulları (Alizoğlu) gibi başka denizciler aileleriyle birlikte Kasabamıza yerleşmişlerdir ve Kasabamızın ilk sakinleri olmuşlardır. Bu gün Kasbamız’da yaşayan ailelerin bir kısmı, civar Köyler’ den gelip yerleşmişlerdir. 93 Harbi denilen, 1877 Osmanlı-Rus savaşı sonunda Çarlık Rusya’sı baskılarından kaçan Gürcü asıllı vatandaşlarımızın Kasabamız ve civarına yerleşmesiyle, Nüfus daha da çoğalmış, Niyabet-i Satılmış diye anılan, bu günkü Efirli de bulanan Nahiye’ nin en kalabalık köyü olmuştur. 93 Harbinde Milis kuvvetleri ile Ruslara karşı savaşan, Çürüksulu Ali Paşa, Giresun Mutasarrıfı olduğu zaman, Ordu’nun ve özellikle Perşembe’nin gelişmesine büyük katkıları olmuştur. 19. yy ilk yarısından sonra, yeni kurulan bu yerleşim birimi VONA adıyla anılmıştır. 25 Haziran 1945 tarihinde Kasabamızın adı Perşembe olarak değiştirilmiş ve Ordu ilinin 5. ilçe merkezi olmuştur. Her yıl Haziran ayında yapılan şenliklerle ilçemizin kuruluş yıl dönümü coşku ile kutlanmaktadır.
Oçboynuzu (Kral) Yolu
Antik dönemin yerli Anadolu devletlerinden biri de Pontus Krallığı. Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki yayılmacılığına dur diyen ünlü Pontus Kralı VI. Mithridates (Eupator), bu devletin unutulmaz yöneticisi. Roma’ya karşı Doğu Karadeniz’de yaptırdığı onlarca savunma kalesini birbirine bağlayan antik yollardan biri de Perşembe ilçesinin sınırlarının içinden, kenti güneyden bir yay gibi çevirerek geçer. Ordu’nun ilk yerleşim yeri olan antik Kotyora’ya, oradan da bir başka kale Kurul’a varır. Sonraki yüzyıllarda Koçboynuzu Yolu olarak adlandırılan bu güzergah, antik dönemin izlerini taşıyor. Ayrıca derin ve yeşil vadilerin arasından, çağıldayan derelerin içinden, dorukları bulutlarla kaplanmış tepelerin üzerinden geçerek bu yolu tercih eden turistlere olağanüstü bir yolculuk vaat ediyor. Eğer antik bir yolun size sunacağı heyecanları değil de şimdi Karadeniz otoyolunun bütün yükü almasıyla bir gezinti yoluna dönüşen Perşembe sahil yolunu yeğleyecekseniz; heyecan verici güzelliklere hazır olmalısınız.
Çaka Kumsalı
İlçenin en natural köşelerinden olan Çaka Kumsalı, Hoynat adası yakınındadır. Ekolojik kirlilikten uzak kaldığı için, önemi büyüktür. Kumsalın uzunluğu 1300 m.dir. Kumu ince ve beyazdır. Suyu, yapılan analizlerden de anlaşılmıştır ki, tertemizdir. Bu kumsalın, mavi bayraklı olarak turizme açılması için, Ordu Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Perşembe Kaymakamlığınca başlatılan proje hazırlama çalışmaları devam etmektedir. Bu projenin hayata tatbikinden sonra, Çaka Kumsalı, uluslar arası bir standarda kavuşturulmuş olacaktır.
Kumsal üzerinde bulunan bazı yapıların ya modern turizm anlayışına göre, restore edilmesi yahut tamamen kaldırılması da kaçınılmaz gözükmektedir. Çünkü başka türlü, buradan istenen turistik canlanma beklenmemelidir.
Bununla birlikte, bir şahıs tarafından, bu kumsal üzerinde modern tesis ve unsurlar yapma çalışmaları devam etmektedir.
Medreseönü Afırlı Cami
İlçenin iki beldesinden biri olan Medreseönü Afırlı Mahallesinde bulunan bu tarihi cami, tamamen ahşaptandır. Hiç restorasyon görmediğinden mimari olarak, önemlidir. Sahile 5 km. uzaklıktadır.
Mersin Köyü Balıkçı Barınağı
Burası çok güzel bir koydur. Manzarası hoştur. Gelip geçenler, hayranlıklarını gizlemezler. İsteyenler, burada motor ve teknelerle denize açılabilir veya kıyı boyunca gezi yapabilirler.
Öte yandan, Mersin köyü insanı,(elbette tüm Ordulular)cana çok yakındır, turistlere karşı, gayet güler yüzlü ve sıcak davranırlar.
Çam Burnu
125 Yıldır gemilere yol gösteren ilçemizin Çamburnu Feneri, 1880 yılında Fransızların Osmanlı Devletine olan borcuna karşılık Fransızlar tarafından yapılmıştır.Denizden Yüksekliğ 39 m., Çakar sistemli, Elektirik akülü, 41 derece 07 dakika 55 saniye kuzey enlemi ile 37 derece 48 dakika 18 sahiye doğu meridyenleri arasında bulunmaktadır.
Çeşmeönü
İlçenin batı tarafında olan bu güzel mekan, turistik bir değer ifade eder. Bir akşam çayı içmek için, burada mola verenler, pişman olmayacaklar, tam aksine memnun ayrılacaklardır.
Yalnız burada, yeterli dinlenme, yeme-içme mekanları mevcut değildir. Acilen yapılması, turizm sektörü adına ve ilçenin gelişmesi için zorunluluk kabul edilmelidir.
Yason Burnu Turizm Merkezi
Tarih kısmında da belirtildiği gibi, ilçenin 15 km kadar batısında, Çaytepe köyündedir. Burası 1.Derece Arkeolojik,2.derece doğal sit alanıdır. Oldukça özelliklidir. Ordu ve ilçe turizminin atar damarlarından biridir. Doğal güzelliği, tarif edilemez. Yaz aylarında 20 gün, güneşin doğuşu ve batışı, çıplak gözlene izlenebilir. Burundan, etraftaki manzarayı seyretmenin tadına doyulamaz.Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olan bu şirin ve hayranlık verici yarımada üzerinde tarihi bir kilise vardır ki,1869 yılında, yörede yaşayan Rumlar tarafından yapılmıştır. Daha önceki zamanlarda, buruna yakın bir noktada eski bir kilisenin varlığından söz edilmektedir.Ancak, her hangi bir buluntu yoktur.
Bu kilise mimari olarak gerçekten önemlidir. Yabancı turistler (özellikle Hıristiyanlar)için, görülmesi lazım gelen önemli bir mabettir. İnanç ve kültür turizmi açısından burası, ayrı bir öneme sahiptir. Yarımadanın doğu kıyısı bir uçtan diğer uca tamamen, istiridye ve midye kabukları ile sanki bezenmiştir. Bu manzaraya bir tek burada tesadüf edilir. Yarımadanın bir başka özelliği ise, deniz tarafında Karadeniz sahili boyunca, üzerinde kilise bulunan tek yarımada olmasıdır. Bir yıl öncesine kadar kilise, defineciler tarafından büyük oranda tahrip edilmiş durumda idi. Valiliğin mütevazı imkanları ile bu kilise 2004 yılı mayısından itibaren onarım için çalışma başlatıldı. Kısa sayılabilecek bir zamanda, kilise, yeniden eski haline
getirildi. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, anayoldan itibaren olan stabilize yolu asfaltladı.
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ise, bütün bu çalışmaları koordine etti.Yarımadada üç bin yıllık balık havuzları bulunmaktadır. Bu havuzları görmek için çok sayıda yerli ve yabancı turist,buraya gelmektedir.Yine Valiliğimiz imkanları ile buranın çevre düzenlemesi yapılmaktadır. En geç Temmuz 2005’de tam olarak hizmete açılacaktır.Kilise çevresinde bulunan 4754 m2 lik alanın kamulaştırma işlemleri Valilikçe yürütülmektedir.Yarımadanın bir başka özelliği daha vardır:Dünyaca ünlü Argonot yahut Altınpost Efsanesi’nin geçtiği yer işte burasıdır. Homeros’un Odysseia adlı eserinde maceralarını anlattığı Argonotların altın postu bulma serüveninin bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Kentin on beş kilometre batısındaki yarımada “Yason Burnu” adını taşır. Bu, sonradan verilmiş bir ad değildir; Yunanlı tarihçi Ksenefon, Anabasis adlı yapıtında buradan söz eder.
Kışlaönü
İlçe merkezindedir. Çok güzel bir manzarası vardır. Hele, deniz tarafından seyri, bir başkadır. Yine buradan da motor veya teknelerle gezi yapılabilir, Perşembe kıyılarının tadı
çıkarılabilir. Bir kere daha belirtilmelidir ki, Perşembe kıyılarının panoramik manzarası, hakikaten görülmeye değer. Denizden hafifçe yükselen fındık bahçeleri ile dalgalı arazi görünümünü temaşa için, biraz açılmak en iyisidir.
Aktaş Plajı
İlçe merkezine 1 kilometre uzaklıktadır. Otel Vona’nın batısındadır. Ayrıca Tünelin üstünde, zarif bir motel bulunur. Fen Edebiyat Fakültesinin hemen alt tarafında
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder