Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra, 3 Nisan 1924 yılında müze haline getirilen ve Cumhuriyet’in ilk müzesi olan Topkapı Sarayı Müzesi, günümüzde yaklaşık 400.000 metrekarelik bir alan kaplamaktadır. Kara tarafından Fatih’in yaptırdığı Sur-i Sultani, deniz tarafından ise Doğu Roma surları ile şehirden ayrılan Topkapı Sarayı, mimari yapıları, koleksiyonları ve yaklaşık 300.000 arşiv belgesi ile dünyanın en büyük saray-müzelerinden biridir.
Ayasofya tarafındaki saltanat kapısından girilen ve birbirinden geçilen dört avlu çevresindeki mimari yapılardan oluşan Saray’ın etrafı bahçeler ve meydanlarla çevrilidir. Sarayın ilk avlusu olan ve halkın başvuru için girebildiği birinci avluda (Alay Meydanı) Cebehane olarak kullanılan Aya İrini Kilisesi, Darphane, Fırın, Hastane gibi sarayın dış hizmet yapıları bulunurdu.
Sarayın ikinci avlusu, devlet yönetiminin gerçekleştiği mekanların yer aldığı Divan Meydanı (Adalet Meydanı)’dır. Tarih boyunca pek çok törene sahne olan bu avluda divan toplantılarının yapıldığı Divan-ı Hümayun(Kubbealtı) binası ve yanında Divan-ı Hümayun Hazinesi yer alır. Divan yapısının arkasında ise Sultanın Adaletini temsil eden Adalet Kulesi vardır. Kubbealtı'nın yanında Harem Dairesi girişi ile Zülüflü Baltacılar Koğuşu bulunur. Zülüflü Baltacılar Koğuşu ile aynı yönde bulunanHas Ahır yapıları ise aynı yönde, bir avlu etrafında yer alır. Adalet meydanının Marmara yönündeki revakların arkasında ise saray mutfakları ile ek hizmet binaları bulunmaktadır. Adalet meydanının kuzey yönünde cülus, arife, bayram ve cenaze törenlerinin yapıldığı, Sancak-ı Şerif’in Serdar-ı Ekrem olarak savaşa giden Sadrazam'a teslim edildiği yer olan Babüssaade yer alır.
Üçüncü Avlu, Enderun (iç saray) padişaha ait mekanların yanında, Sultan II. Murad döneminde kurulan Saray Okuluna ait koğuş ve yapıları da barındırır.
Padişahın devlet adamlarını ve yabancı elçileri kabul ettiği Arz Odası, Fatih Köşkü / Enderun Hazinesi ve Has Oda padişaha ait mekanlar olarak önce çıkarken, Küçük Oda, Büyük Oda, Seferli, Kilerli, Hazineli, Has Oda isimleriyle anılan Enderun Saray okuluna ait koğuşlar, Babüssaade girişinden itibaren avlunun etrafına sıralanmıştır.
Avluya diagonel olrak yerleştirilmiş 15. Yüzyıl yapısı Hükâr Mescidi / Ağalar Camii ile, III. Ahmed döneminde havuzlu köşkün yıkılmasıyla yaptırılan III. Ahmed Kütüphanesi, Enderun eğitimine verilen önemi vurgular.
Enderun Avlusu'ndan sonra, padişaha ait köşklerin ve asma bahçelerin bulunduğu IV. Avlu'ya geçilir. Has Oda'nın Mermer Sofa'ya açılan kapılarıyla da ulaşılan bu mekanda Osmanlı sanatının klasik köşk mimarisinin en seçkin örnekleri olan, Sünnet Odası, Bağdat ve Revan Köşkleri ile İftariye Kameriyesi yer alır. IV. Avlu'nun bir alt kotunda asma çiçek bahçesi, ahşap Kara Mustafa Paşa Köşkü, Hekim Başı Kulesi ve Sofa Camii yer alır. Sultan Abdülmecid döneminde inşa edilen Mecidiye Köşkü ve Esvab Odası Saray'da inşa edilen son yapılardır.
Topkapı Sarayının etrafını kuşatan Has bahçeler içinde günümüze ulaşmayan çok sayıda köşk ve kasır olduğu bilinmektedir.
Topkapı Sarayı dünyanın en önemli emanetleri ve koleksiyonlarına sahiptir
Hırka-ı Saadet ve Kutsal Emanetler
Gümüş Koleksiyonu
Topkapı Sarayı Müzesi'nde bulunan ve 16. ve 19. yüzyıllar arasında üretilmiş olan gümüş eserler, zenginliğin sahip olunan gümüşle ölçüldüğü Osmanlı İmparatorluğu'nun hazinesinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Devamı İçin TIK
İmparatorluk Hazineleri
Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılan Topkapı Sarayı, Sultan Abdülmecid’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaşık 380 sene Devletin idare merkezi ve Osmanlı sultanlarının resmi ikametgahı olmuştur. Kuruluş yıllarında yaklaşık 700.000 m.² lik bir alanda yer alan Saray’ın bugünkü alanı 80.000 m.² dir.
Topkapı Sarayı, Saray halkının Dolmabahçe, Yıldız ve diğer saraylarda yaşamaya başlaması ile birlikte boşaltılmıştır.Detaylar İçin TIK
Çin ve Japon Porselenleri
Topkapı Sarayı Müzesi'nin en değerli koleksiyonlarından birini, Japon porselenleri ile birlikte Saray mutfaklarında (Matbah-ı Âmire) sergilenmekte olan Çin porselenleri oluşturur. 10.000'den fazla özgün ve değerli parçanın bulunduğu bu koleksiyon, Çin dışındaki en büyük porselen koleksiyonu olması, 13. yüzyıldan 20. yüzyıl başına kadar uzanan kesintisiz tarihi ve ihraç porselenlerin gelişimini göstermesi sebebiyle büyük önem taşımaktadır. Detayları için TIK
Bakır ve Tombak Mutfak Eşyası Koleksiyonu
Topkapı Sarayı’nda bulunan ve mutfak eşyaları arasında önemli bir grubu oluşturan bakır işler, Saray’ın Mutfaklar bölümünde, Saray halkı için helva, şeker, macun, baklava, sabun ve her türlü tatlıların yapıldığı yer olan Helvâhane’de sergilenmektedir. Saray mutfaklarında kullanılan yemek pişirme kaplarının tamamı bakırdandır.Devamı İçin TIK
Cam ve Porselen Koleksiyonu
stanbul Cam ve Porselenleri seksiyonunda yaklaşık 2000 civarında eser bulunmaktadır. İstanbul’da cam üretimi, III. Selim tarafından cam yapım tekniklerini öğrenmek üzere İtalya’ya gönderilen ve bir süre Venedik'te araştırma yaptıktan sonra İstanbul’a geri dönen Mevlevi Mehmet Dede’yle başlar
Osmanlı Padişah kaftanları ve kutsal örtüler
Saray Silah Koleksiyonu
Osmanlı ordusunun kullandığı silahlar çeşitli imalathanelerde üretilerek cebehânelerde (silah deposu) korunur, burada silahların düzenli olarak bakım ve tamirleri yapılırdı. İlk Osmanlı cebehânesi Edirne'de kurulmuştur. İstanbul'un fethinden sonra, Saray'ın Birinci Avlusu'nda yer alan Aya İrini Kilisesi, Fatih Sultan Mehmed tarafından cebehâne hâline getirilmiş ve 19. yüzyıl sonuna kadar da bu amaçla kullanılmıştır. 1846 yılında Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa'nın girişimleriyle Aya İrini Kilisesi, Mecma-i Esliha-i Atika ve Mecma-i Asar-ı Atika (Eski Silahlar ve Eski Eserler Müzesi) adı ile İstanbul'un ve Türkiye'nin ilk müzesi olmuştur. Topkapı Sarayı'nın müze olarak kullanılmaya başlandığı 20. yüzyıl başlarına kadar da silahlar burada muhafaza edilmeye devam edilmiştir. Burada sergilenen silahlar, günümüzde dünyanın en zengin silah koleksiyonlarından birine sahip olan Askeri Müze koleksiyonlarının temelini oluşturmuştur.
#tatilfikri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder