Ne güzel şehirdir Amasya, gecesi ayrı güzel gündüzü ayrı güzel . kışı ayrı güzel yazı ayrı gidip görülesi bir şehirdir .. sizlere bu güzel şehri biraz da olsa tanıtmak istedim.
Amasya, Orta Karadeniz bölümü'nde yer alır. Anadolu'nun eski yerleşim alanlarından biridir. Hititlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların merkezi olmuştur. Kentin bilinen en eski adı, söylendiği biçimi ile günümüze kadar hiçbir değişikliğe uğramadan gelen Amasya’dır. Eski kayıtlarda ve buluntularda Amesseia - Amacia - Amaccia ismi okunmaktadır. Amasya isminin açık bir şekilde okunduğu, Pers, Pontos ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde ticarette kullanılan gümüş ve bronz sikkeler (paralar) üzerinde görmek mümkündür.
Bazı sikkeler üzerinde Amaccia veya Amacia isimlerine rastlanılmaktadır. Amasya’nın fethinden önce ve sonrasında da Türkler, Amasseia’yı veya Amaccia, Amacia Türkçede söylendiği gibi Amasya yapmışlardır.[kaynak belirtilmeli]
Tahminen MÖ 60 ve MS 19. yıllarda Amasya'da doğduğu bilinen ve Coğrafya ilminin mucidi olarak tanınan Strabon, yazdığı ünlü coğrafya kitabında Amasya’dan Amasseia olarak söz etmektedir.
Kral Kaya Mezarları
Helenistik dönemde, Amasya’yı M.Ö. 333’ten M.Ö. 26’ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Krallarına ait olan Kral kaya Mezarları, Harşena Dağı’nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmıştır.
Hatuniye mahallesinin dar sokaklarından ve tren yolunu geçerek çıkılan mezarların arasında, kayaya oyulmuş yollar ve merdivenler bulunmaktadır. Yeşilırmak vadisi boyunca, irili ufaklı 21 mezar olduğu bilinmekle birlikte bunlardan sadece birkaç tanesi günümüze gelebilmiştir. Kaya mezarlarının içlerinden çok, arkalarına oyulmuş geçitler dikkat çekicidir. Bu bölgedeki büyük mezarlardan birinin yanında, nehre kadar uzandığına inanılan bir tünelin başlangıcı bulunmaktadır.
Kral Kaya Mezarları’nın en büyüğü, galeri ve merdivenlerle çıkılan, batı yönündeki en son mezardır. Bu mağaranın yüksekliği 15m, genişliği 8m, derinliği ise 6m’dir. Mezar odasına girişi, diğer mezarlardaki kapılardan daha yüksektir. “Büyük Kral Mezarı” olarak da adlandırılan mağara, cephe itibariyle pek çok tahribata uğramıştır.
Amasya Kalesi
Yeşilırmak'ın kuzeyinde bulunan ve Harşene Dağı adı verilen dik kayalıklar üzerindedir. Kalenin "Belkıs", "Saray", "Maydonos" ve "Meydan" adlarında dört kapısı, kale içinde "Cilanbolu" adlı bir su kuyusu, sarnıcı ve zindanları bulunmaktadır. Kaleden 70 m. aşağıda Yeşilırmak Nehri'ne ve kral mezarlarına kadar uzanan M.Ö.3. yüzyıla ait merdivenli bir yeraltı yolu ile burç ve cami kalıntıları görülmeye değer niteliktedir. Kalenin güney eteğinde Osmanlılar tarafından kullanılmış olan Kızlar Sarayı'na ait kalıntılar ile yamaçlarda yerden 20-25 m. yükseklikte düz bir duvar halinde kalker kayalara oyulmuş olan M.Ö.3. yüzyıla ait irili ufaklı 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır.
Burmalı Minare Camii
Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında vezir Necmeddin Ferruh Bey ve kardeşi Haznedar Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Birçok onarım ve restorasyon sonucu orijinal görünümünü kaybetmiştir. Kıble duvarlarına dikey uzanan üç nefli bir plana sahiptir. Selçuklu kümbeti ve burmalı minaresi caminin önemli özelliklerindendir.
Gök Medrese Camii
1267 yılında Amasya Valisi Seyfettin Torumtay tarafından yaptırılmıştır. Cami; medrese ve mezar odası ile kapalı bir külliye şeklindedir. Yanında bulunan kümbet mavi renkte çinilerle süslendiğinden Gök Medrese adını almıştır. Sadece kesme taş mimarisi olgun oranları ve süslemeleri bakımından Anadolu'da eyvan biçimli portalı olan sayılı camilerdendir.
Gümüşlü Camii
Taceddin Mahmut Çelebi tarafından 1326 yılında yaptırılan cami Amasya'da bulunan ilk Osmanlı dönemi eseri olduğundan önem taşır. Kesme taştan yapılmış ve kare planlı olan cami kiremit örtülü ahşap kubbe ile kapatılmıştır. Son cemaat yeri ahşap direkler üzerinde ve üçgen alınlıklı bir çatı ile örtülüdür. Revak kemerleri yıkılmış kemer yastıkları ortadadır.
Bayezid Paşa Camii
Amasya Emîri Bayezid Paşa tarafından 1414 yılında yaptırılmıştır. Yapının planı, küçük birkaç ayrıntı dışında Bursa Yeşil Cami’ye benzemektedir. Arka arkaya iki kubbe, öndeki kubbenin yanlarında ikişer küçük kubbesi ile tipik bir zaviyeli camidir. Cephenin bazı yerleri mermer kaplamalıdır, oldukça süslemeli bir kubbesi bulunan abidevi bir son cemaat yerine sahiptir.
Yörgüç Paşa Camii
Sultan II. Murat'ın vezirlerinden Atabey Abdullah'ın oğlu Yörgüç Paşa tarafından 1428 yılında yaptırılmıştır. Giriş kapısının üstünde geometrik motifler ve çiçek motifleriyle süslenmiş sağır pencerelerin altında bir kitabe yer almaktadır.
Sofular Camii
Sultan II. Bayezid döneminde, Beylerbeyi Abdullah Paşa tarafından 1502 yılında yaptırılmıştır. Camiyi yüksek kasnaklı bir kubbe örtmektedir. Caminin avlusunda bulunan Abdullah Paşa Türbesi, moloz taştan yapılmış olup, altıgen planlıdır.
Şirvanlı Azeriler Camii
Kafkasya'nın Karabağ ve Şirvan şehirlerinden gelerek Amasya'ya yerleşmiş göçmenlerden toplanan yardımlarla Şeyh Hacı Mahmut Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Fethiye Camii
Fethiye mahallesinde yer alan cami, ilk yapıldığı yıllarda kilise olarak inşa edilmiştir. Bizans İmparatoru Phocas'ın (602-610) kızı Helâna tarafından yaptırılmış olan kilise, 1116 yılında Fetih Gazi tarafından camiye çevrilmiştir.
Haliliye Medresesi
Gümüşhacıköy ilçesinde bulunan eser, Çelebi Sultan Mehmet zamanında, Beylerbeyi Halil Paşa tarafından 1413'te yaptırılmıştır. Kare planlı, kapalı avlulu bir medresedir.
Abide Hatun Camii
Merzifon ilçesinde bulunan cami, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın annesi Abide Hatun tarafından 17. yüzyılın başında yaptırılmıştır. Ahşap üzerine kalem işi teknikle yapılmış uygulamaların güzel örneklerini görmek mümkündür.
Sultan II. Bayezid Külliyesi
Sultan II. Bayezid adına, 1485-86 yılları arasında cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret bir külliye olarak yapılmıştır. 15. yüzyılın son çeyreğinde yan mekânlı cami mimarisinin gelişmiş bir geçiş dönemi örneğidir. Cami beş kubbeli bir cemaat yeri ile geniş bir kemerle birbirine bağlanan arka arkaya iki kubbeli mekân ve buraya açılan yan mekânlardan ibarettir.
Doğu kısmındaki minaresi renkli taşlarla yivli, batı kısmındaki minare ise palmetlerle süslü olarak yapılmıştır. Batıda "U" planlı şemasına sahip medrese mevcuttur. Doğudaki "L" planlı şemail yapı, imaret ve konuk evidir. Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir.
Halifet Gazi Kümbeti
1242 yılında Selçuklu Emirlerinden Halifet Alp İbni Tuli için yaptırılmıştır. Selçuklu türbeleri tarzında kare bir taban üzerine sekizgen planlı kule şeklinde yapılmıştır. Türbenin mekân kısmında bir sandık bulunur. Sandukanın güneye bakan kısmında kabartma olarak kıvrık boynuzlu birer koç kafası vardır. Bu iki koç kafasında iki tane kanat takılmış melek başı görülmektedir. Türbe güney cephesi dışında sade görünümlüdür.
Torumtay Türbesi
Amasya Valisi Seyfettin Torumtay'ın ölümü üzerine 1278 yılında yaptırılmıştır. Türbe içinde Seyfettin Torumtay'ın torunları ve çocukları vardır. Tamamı kesme taştan yapılmış olan türbenin güney cephesinin iki üst köşesi yüksek kabartma motifleriyle Selçuklu taş işçiliğinin özgün bir örneğidir.
Kapı Ağa (Büyük Ağa) Medresesi
Sultan II. Bayezid'in Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılmıştır. Ön Asya ve Selçuklu mezar anıtlarında görülen sekizgen plan şeması fonksiyon itibariyle ilk defa bu medresede tatbik edilmiştir. Her kenarda üçer adet yer alan ve tonozlu revakların gerisinde bulunan kubbeli odaların güney kenarında daha büyük ve yüksek bir kümbet ve örtülü mekâna yarım kubbelerin bağlanması ile meydana gelen "L" planlı bir dershane yapının esasını teşkil eder.
Duvarlarında üç sıra tuğla arasında moloz taş kullanılmış, giriş daha yüksek tutularak silmelerle yumuşatılmıştır. Avluda köşeli sade başlıklar, sütunlar üzerine oturtulmuş dengeli revak kemerleri ve duvar üzerindeki Bursa kemeri uygulaması iç mimariye cazibe kazandırmıştır.
Bimarhane (Darüşşifa)
İlhanlı döneminden günümüze ulaşan bir eserdir. İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcayto ve hanımı Uduz Hatun adına Anber Bin Abdullah tarafından 1308-1309 yılında yaptırılmıştır. Yapının özellikle ön cephesi sanat bakımından çok değerlidir.
Anadolu Selçuklu mimarisinin orijinal sütun başlıkları olan geometrik yaprak tezyinatlı ve mukarnaslı sütun başlıkları kullanılmıştır. Türk üçgenlerinden meydana gelen ters dönmüş sütun başlıkları, Anadolu Selçuklu mimarisinde ilk defa bu yapının cephe kenarlarında denenmiştir. Bina kesme taşlardan örülmüş ve iki köşesine silindir şeklinde dayanaklar yaptırılmıştır. Sadece Amasya Bimarhanesi'ne mahsus bir özellik olarak kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur. Anadolu'da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinmektedir.
Ezine Han
Amasya-Tokat karayolunun 35. km. sinde bulunan Ezine, Pazar beldesindedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın hanımı Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır. İç kısmı kemerli üç bölümden oluşup, tonoz örtülüdür. Osmanlı döneminde onarım görmüştür.
Taş Han
Merzifon ilçesinde, 17. yüzyılda inşa edilmiş olan Taş Han, dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. İç kısmı tamamen kesme taştan yapılmış olup, iki katı boyunca revakların gerisinde kubbeli odalar yer almaktadır.
Bedesten
Merzifon ilçesinde yer alan bedesten, dikdörtgen planlı ve kubbeli olup dış cepheleri dükkânlarla çevrilidir.
Eski Hamam
Merzifon ilçesindedir. Kitabesine göre 1678 yılında yaptırılmıştır. Uzunca bir dikdörtgen soyunmalık, bunun arkasında yer alan sekizgen planlı sıcaklık ve onun dört kenarındaki eyvan biçimli nişler ve köşe hücrelerinden meydana gelmektedir.
NE YENİR?
#Amasya tarihsel yaşamı ve köklü bir kültür düzeyi yanında ekolojik yapısıyla da zengin bitki örtüsüne, dolayısıyla zengin mutfak kültürüne sahiptir. Her yörenin kendine özgü yemekleri vardır. Bazı yemekler ise diğer yörelerde de bilinmesine rağmen her yörede değişiklik arz eder. İlin yöresel yemekleri:
Çorbalardan: Çatal çorba, sakala çarpan, toyga çorbası, cilbir, helle çorbası, kesme ibik çorbası, yarma çorbası.
Etli Yemeklerden: Bakla dolması, etli bamya, keşkek, ciğer sarması, göbek dolması, madımak, mıhlama, mumbar, işkembe, pastırmalı pancar, patlıcan pehli, pastırma pağallemesi, pirpirim, sirkeli ciğer ve sulu köfte.
Tatlılardan: Dene hasudası, kuymak, yuka tatlısı, ayva gailesi, elma tatlısı, fırın sütlaç, gelin parmağı, gömlek kadayıfı, kalbur tatlısı, höşmerim, peluza (hasuda), şeker böreği, unutma beni, vişneli ekmek ve zerdali gailesi.
Hamur İşlerinden: Amasya çöreği, yağlı/katmer, kabak kavuklu pilav, bişi, cırıtka/ cızlak /akıtma, döndürme, ekmek aşı (papara), eli böğründe, haşhaşlı cevizli çörek, hengel, kıymasız mantı, kaypak, mayalı, patlıcanlı pilav, sini suböreği, tepsi böreği, yakasal böreği ve yanuç, yöresel yemekler olarak sayılabilir.#tatilfikri
Amasya seyahatanızde Konaklama yapabileceğiniz otel listesi için TIKLAYINIZ
#tatilfikri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder