Ayaklarınızın sizi kenti gezmeye zorladığını hissedeceksiniz. Sokaklarında yitip gitmek isteyeceksiniz. Bıraktığınız kentin arkanızdan gelmediğini farkedeceksiniz. ‘Uyumasam’ diyeceksiniz geceleri. Amsterdam’ın sokakları, kanalları, evleri, meydanları gelecek aklınıza.
Amsterdam’ın Dam Meydanı’nda (Dam Square), Kraliyet Sarayı ve Ulusal Anıt’ı görebilirsiniz.
Dam’ın hemen yakınındaki Kırmızı Işık Bölgesi olarak adlandırılan eski kent, her şeyi ile görülmeye değer. Walletjes de olarak bilinen eski kent, eğlence hayatı, yaşam biçimi ile gerçekten ilginç. Görmeli ve yaşamalısınız.
Burada kentin en eski kilisesi Oude Kerk, Portekiz Sinagogu ve Musevi Tarihi Müzesi var.
Prinsengracht’da Anne Frank’ın Evi’ni de mutlaka görün. Hemen yakındaki Westerkerk, ünlü sanatçı Rembrandt’ın gömülü olduğu yer.
Jordaan, Amsterdam’ın en güzel bölgelerinden. Kanalın hemen kenarında ve gerçekten resim gibi.
Rijksmuseum’da, aralarında Rembrandt’ın da olduğu eski ustaların resimlerini görebilirsiniz. Hemen yakındaki Van Gogh ve Stedelijk müzelerini de kaçırmayın.
Leidseplein Meydanı da, mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Cafeler, sokak ressamları, “duman kafeleri”… Esrar, marihuana serbestçe satılıyor.
Kanal Evler: Kanal şehri olan bu şehirde, en çok ilgi çeken bir diğer özellik ise şehirde bulunan kanal evleridir. Bu kanal evlerde elektrik, su gibi gerekli olan bir çok şey bulunmaktadır. Son zamanlarda oldukça pahalıya satılan bu evler Amsterdam’a apayrı bir özellik katmaktadır.
Van Gogh Müzesi: Gerek yaratığı eserleri gerekse çılgınlıklarıyla dünyaya yeni bir çığır açan Van Gogh’un ünlü eserlerini bu müzede görmeniz mümkün.
Stedijk Müzesi: Picasso, Monet, Kardinsky gibi ünlü sanatçıların eserlerini bir arada görmek istemez miydiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder