Adresan ,Demre ,Kekova,Kaş , Kalkan Ülkemizin takvim sayfaları dediğimiz bölgesidir,özellikle Antalya Fethiye arasındaki bölgeyi sahilden araba ile geçtiğinizde her dönemeçten sonra ayrı bir manzara sizleri kucaklar #tatilfikriniz de güney sahillerini düşünüyorsanız ve erken rezervasyon döneminde ekonomik rezervasyon yaptırmanız ve yol haritanızı belirlemenizde yardımcı olacağımızı düşündük ...Antalya üzerinden yolculuğumuza başladığımızda, Adrasan ilk göreceğimiz yerdir.
Adrasan'ın bakir sahilleri ve ünlü deniz fenerini görmenizi tavsiye edeceğim ..
Adrasan, eski adıyla Çavuşköy, 2 kilometre uzunluğundaki kumsalıyla Kumluca'ya yakın doğal güzelliklere sahip bir yerleşim yeridir. Adrasan, yerli köy halkının turizm yaptığı ender yerlerden biridir,
Demre,
Demre ilçesi, bir diğer adıyla Kale ilçesi, Antalya'nın turistik ilçelerinden birisidir. İçinde barındırdığı tarihi kalıntılar sebebiyle Myra olarak da anıldığı olmaktadır.
Demre, tarih boyunca Likya'nın en önemli kentlerinden biri olmuştur ve tarihinin M.Ö. 5. Yüzyıla kadar uzandığı varsayılmaktadır. Roma hâkimiyeti zamanında ise Demre daha da gelişmiş ve zenginleşmiş olup, şehirliler sivil projelere cömertçe para yardımında bulunmuşlardır.
Bizans döneminde ise kent en önemli dini ve idari merkezlerden biri haline gelmiştir. Kent bir zamanlar piskoposluk merkezi de olarak kullanılmıştır.
Dönemin önemli din adamlarından St. Nicholaus, 4. yüzyıl başında piskopos olarak burada görev yapmıştır ve halka kendini sevdirmiştir. Ayrıca inancı uğruna da çok acılar çekmiştir. Bu sebeplerden dolayı Myra o zamandan beri çoğunlukla haç amaçlı ziyaret edilen bir yer olmuştur. Bu bakımdan Demre için Hıristiyan dünyasının her açıdan ilgi noktasıdır diyebiliriz.
Kentte, her sene 6 Aralık günü Noel Baba etkinliklerini yapmak geleneksel hale gelmiştir.
Ancak ne yazık ki böyle önemli bir antik kent olan Myra'dan bugüne çok fazla eser kalmamıştır. Şu anda ayakta olan kalıntıların en önemlisi Likya'nın en büyük tiyatrosundan kalanlardır. Bu tiyatro aynı zamanda Likya'nın en iyi korunmuş tiyatrosudur.
Günümüzde hala festival ve gösteriler için kullanılan bu antik tiyatronun 9 bin kapasitesi hala mevcuttur ve 29 oturma sırasıyla da oldukça görkemlidir. Tiyatro doğu ve batı diye ikiye ayrılmış olup Myra'nın arkasında yükselen kayalık bir tepede kurulmuştur.
Ayrıca Demre'de önemli Likya mezarlarından biri bulunmaktadır.
Bir diğer önemli kalıntı ise St. Nicholaus kilisesidir. Bu kilisenin ilginç bir özelliği bulunmaktadır. Yapı bugün 7 metre kadar toprak seviyesinin altındadır. St. Nicholaus'un kemikleri kilise içindeki mermer bir mezarda bulunurken daha sonra bazı kemikleri İtalyan halkı tarafından çalınmış ve Bari'ye kaçırılmıştır.
St. Nicholaus, Rusya'da çok kutsal ve aziz sayılmaktadır. Ruslar bu sebeple kiliseye bir kilise çanı ilave ederek kubbeyi bir ilaç tonozu ile değiştirmişlerdir. Onların inancına göre St.Nicholaus çocukları, gemicilerin ve ağır işlerde çalışan işçilerin koruyucu azizidir ve Noel Baba dünyadaki tüm çocukların babasıdır.
Kekova'ya ulaşmak için Demre'yi geçtikten sonra yol sizi Üçağız kavşağına getirecektir levhanın yönünde 15 km gittiğinizde, deniz kenarında şirin küçük bir köyle karşılaşacaksınız,küçüklüğüne bakmayın Türkiye'nin en güzel yeri diyebiliriz .. temiz yürekli insanların yaşadığı yerdir,Temiz denizi,irili ufaklı adaları size hizmet etmek isteyen halkı Yörük kökenlidir hepsi geleneklerine de bağlıdırlar ,tekne ile denizden gezi yapmanızı öneririm,midyede ki inciler denizin etrafına serpilmiştir çünkü #tatilfikri olarak bu bölge, çok sevdiğimiz yerlerin başında gelmektedir. Denizin üzerinden batık şehri görmek, yüzmek, fotoğraflarını çekmek lüksten uzak yalın ayak,tekne sahipleri mütevazi ve bölgeyi size anlatmak isteyen güler yüzlü misafir seven yapıları vardır, Tekneniz denizde yol alırken adaların güzelliklerini, lahit leri karşınıza çıkarır , Kara yolu ulaşımı çok zor olan Kekova ve Simena gelir karşınıza, işte takvim sayfalarından bir tane daha karşınızda .. Kekovada yaşayanlar şanslı diyorsunuz içinizden korunması gereken özel bir yerdir büyük otelleri asla yoktur, burada butik otel hemde tam anlamıyla ve butik hizmeti vardır . bir gelen yıllarca hep gider Kekova'ya
Kaş ,ismini Türkiye'ye en yakın Yunan adası olan Meis ten almıştır, sakin tatili ve dalış tutkunlarının rağbet ettiği ve sevdiği yerdir.. Kaş'a gittiğinizde ya tutkunu olursunuz yada 2 günde sıkılır başka tatil bölgesine geçerseniz .. Sokakları ,evleri ve otelleri temizdir, restoranları kaliteli lezzetleri bir araya getirerek misafirlerine hizmet verirler Özellikle Kılınç balığını tavsiye ederim ben şişte seviyorum seçim sizin.Yamaç paraşütü yapmak isteyenlerinde sevdiği yerdir Kaş, Fethiye Babadağ kadar yüksek olmasa da sunmuş olduğu manzara ve hizmetle paraşüt düşkünlerini bölgesinde bir araya getirir, mavi yolculuk rotalarının da vazgeçilmez koruyucu limanıdır .. İsmini Meis adasından aldığını yazmıştım , Meis adası Ülkemizin sahillerine en yakın Yunan adasıdır .. Meis'e vuran dalgaları kaş tan görebilirsiniz sabahları iki yerinde horozlarının ötüşü birbirine seslenir gibi duyulur elini uzatsan tutacakmış gibi ama tutulamıyor işte ,
Kaş ile Kalkan arasında dünyaca ünlü bir plaj vardır Kaputaj plajı denizin rengi Turkuaz dır .. yol sizi zaten oraya getirdiğinde neden bu bölgeye bu ismi taktığımı anlayacaksınız "Türkiye'nin takvim sayfaları "
Sahilden yolumuza devam ediyoruz .. kimisi bu yolu biraz virajlı bulur , zamanla sıkıntınız yoksa bu yolun keyfini çıkarın, her viraj takvimde bir başka fotoğrafla sizleri karşılaşıyor.... yol bizi Kalkana getirdi .. villaları, butik otelleri ve kaliteli gece hayatı ile ünlüdür Kalkan'ın Limanda güzel küçük bir balıkçı barınağı vardır Antalya'dan Kalkana kadar olan bu sahil yolunda isterseniz konaklayarak günlere bölerek tatilinizi oluşturabilirsiniz veya yola devam ederek, Fethiye tarafına gidebilirsiniz tercih sizin yolun Fethiye tarafını Cennetin sığla bahçesi başlıklı yazımda önümüzdeki günlerde yazacağım .. "Türkiye'nin takvim sayfalarını" gezmeniz umudu ile Bir nefestir tatil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder